Her ülkenin kendisine ait kuralları vardır ve bunlar ülkeden ülkeye değişir. Örf ve adetler bu kurallara verilebilecek en güzel örneklerdir. Ancak bazı kurallar vardır ki uygulandığı tüm ülkelerde aynı kurallar geçerlidir. İşte futbol kuralları da futbol oynanan bütün ülkelerde aynı kurallar geçerlidir. Bu, futbolun evrensel bir oyun olduğunun da bir kanıtıdır. Futbolun birleştirici özelliği sayesinde de siyah ve beyaz kadar zıt olan insanlar bile takımları için yan yana gelmektedir. Hatta maç izlerken gol olunca bile sarılan, sevinçten kendilerini kaybeden insanları görmek çok da şaşırtıcı bir durum değildir. Gol atmanın birçok yolu vardır; güzel oyun, yetenekli oyuncular ve biraz da şans gol getirir.

Bir de her zaman sahalarda görmediğimiz ender goller olur ki radyoda veya televizyonda maçı anlatan spikerlerin ses tonlarının bir hayli değiştirir. Bu bahsedilen gollerden birisi de kaleci degajından olan goller. Futbol sahasının genellikle 110-120 metre uzunlukta olduğu yerde, top bir kaleden diğer kaleye gidip gol olması çok zor olan bir şeydir. Bazı futbol otoritelerine göre bunun gol değeri kazanıp kazanmayacağı hakkında düşünceler vardır. Topun yere değmesi ya da herhangi bir oyuncuya çarpması gibi düşünceler ortaya atılmışsa da bunun kuralı, kaleci degajından rakip kaleye giden top ağlarla buluştuğu sürece gol sayılmasıdır. Yani kaleci degajından gol olur.

Ancak bunda bir istisnai kural da vardır. Kullanılan degajdan kendi kalemize gol atma sayılmaz. Gol değeri kazanmaz. Örneğin çok rüzgârlı bir yerde kaleci degajı kullandı ve top fırtınanın etkisiyle kendi kalesine girdi. Bu olay gol değeri kazanmaz.

Futbol kurallarına göre, kalecinin degaj yaparken topu doğrudan rakip kaleye göndermesi ve topun ağlarla buluşması durumunda gol geçerli sayılır. Bu tür goller nadir görülse de tarihte örneklerine rastlanmıştır. Kalecinin degaj ile gol atması, genellikle uzun mesafeyi aşan güçlü bir vuruş ve rüzgarın yardımıyla mümkün olur.