Auttan Gol Olurmu, Fifa ve International Board'un aut atışından gol atılmasına izin vermediğini söylenmesine gerek yok, sadece kalecilere nerelerden gol atıldığını görünce, bari diyoruz bazen de aut atışından gol atılsın, hakem gölü saymasın! Bugünün futbolunda en fazla rastlanan saha uzunluğu 105 metredir. 18 pas adı verdiğimiz ceza sahası çizgisinin 16,5 metre olduğu, kalecilerin de vuruşlarını o çizgi üzerinden gerçekleştirdiği varsayıldığında degaj yapan bir kalecinin topu karşı kaleye göndermek için 88,5, topu rakip ceza sahasına ulaştırmak içinse 72 metrelik bir vuruşa ihtiyacı vardır.
İnsanoğlunun 100 metreyi 10 saniyenin az bir şey altında koştuğu, topun hızının ise bazen bu süratin 3-4 katına kadar çıktığı göz önünde bulundurulduğunda kalecilerin yaptığı vuruşun diğer kaleye ulaşması için en az 3 saniyeye ihtiyaç duyulduğunu gösterir. Normal bir sahip bir kalecinin 3 saniyede öne doğru 25 metre, geriye doğru ise en az 10 metre koştuğu varsayıldığında, degajdan meydana gelen vuruşun kalitesi nasıl olursa olsun, kaleci ne kadar yanlış pozisyona girerse girsin golün kaleci hatasından kaynaklandığı büyük bir gerçektir. Çünkü kalecilikte 3 saniye büyük bir zaman dilimidir ve o zamanda oluşan her türlü hata kolaylıkla tolore edilebilir.
Degaj vuruşuyla oluşan gole gözlerimiz ilk olarak 80'li yılların başlarında Yugoslavya liginde oynanan bir maçta tanık olmuştu. Yugoslavların yetiştirdiği son en iyi kalecilerden birisi olan Enver Mariç'in bulunduğu kaleye Panteliç'in vurduğu kaleci vuruşu, ceza sahasının içine vurmasının ardından altı pas çizgisinin üstünde bekleyen Mariç'in üzerinden geçerek ağlarla buluşmuştu. O golün üstünden seneler geçtikten daha sonra Belgrad şehrinde ünlü bir Sırp hocayla muhabbet ederken konu nereden açıldıysa bu gole gelmiş ve o teknik adamdan golü atan Panteliç'in penaltı vuruşlarıyla ünlü Dragan Panteliç değil, onunla aynı ismi taşıyan bir adaşı olduğunu öğrenmiştik.
Bizim milletimizin degaj golü deyince aklın da oluşan şeyse haliyle Martinez olmaktadır. Hani ilk geldiği zaman yaptığı kurtarışlarla herkesin beğenisini kazanan, daha sonra topraklarımıza gelen her yabancı kaleci gibi geçmişini aratan Kolombiyalı kaleci! Şimdi ise Vestel Manisa'da Ufuk'a atılan gölün durumuna düşen Kolombiyalı kaleci, ülkesinin Polonya'yla oynadığı maçta meslektaşı Kuszcak'ın ona olan yardımıyla futbol tarihine geçmeyi başarmıştı. Martinez'in vurduğu degaj da top rakip ceza sahasının hemen üstünde yere deyip havalanmasının ardından Polonyalı kaleci kaleye doğru koşmuş ve tam topa değecekken yanlış hareketle meşin yuvarlağın auta gideceğini varsayıp ellerini indirince futbolda önemli bir yer almış oldu.
Pazar günü Sivas'ta oluşan gol de büyütmeden söylemek gerekirse yüzde yüz kaleci hatasından meydana gelen bir şans golüydü. Yıllardan beri 1. Lig'de oynayan bir kalecinin bu kadar büyük bir hata yapmasını affetmek zor. Serkan'ın büyük hatasının devamında Tolga'ya faul yapılıp yapılmadığı durumunun çok önemli olmadığı söylenirse yanlış anlaşılmasın. Serkan, bu yıl sürekli yaptığı hatalarla sütunlarımızın abonesi haline geldi. Maçın hakemi her ne kadar pozisyondan uzak olduğundan faulü anlamasaydı da gole itiraz etmek 'evinin kapısının tamamın açık bırakması ardından soyulunca hırsızı suçlayan kişinin durumuna benziyor.
Yıllar önce bir maç seyrediyorduk: Ceza sahasının sağ tarafından oluşan ortayı ofsayt pozisyonunda duran santrfor vole-röveşata karışımı mükemmel bir vuruşla filelere gönderince maçın hakemi santrayı gösterdi. Haliyle golü yiyen takım oyuncuları elindeki bayrağı yukarı kaldırıp yerinde bekleyen yan hakemi işaret ofsayt'ı gösterince maçın hakeminin cevabı oldukça net oldu: 'Bu kadar güzel gol iptal edilir mi be?'